KENTİN KRONİK SORUNLARININ GÜNAHKARLARI

Kentin ‘kronik sorunları’ arasında bürokratik/siyasi kaynaklı sorunlar olduğu gibi toplumsal kaynaklı sorunlarda vardır.
Geçen hafta Tutku Radyo’da hazırlayıp sunduğum ‘Farklı Açıdan’ programında bu konuyu konuştuk. VASKİ’yi, Çevre Yolunu, İmarı konuştuğumuz gibi yerel basını ve STK’ları gündemimize aldık. Çuvaldızı başkasına batırmadan önce, iğnenin acısını tatmak için öykünmeden eksikliklerimizi de masaya yatırdık.
Benimde aralarında bulunduğum basın mensupları hakkında ‘sorumluluklarını yerine getirmiyorlar’ eleştirisiyle, STK’ların sorumluluklarını yerine getirmekten uzak durdukları değerlendirmesini değerli buluyor, haklı bir eleştiri olduğunu kabul ediyorum.
Siyasetin ve bürokrasinin pratiklerini değerlendirecek ve yorumlayacak güce ve imkana sahip biz gazetecilerle, STK’lar eğer görevimizi layıkıyla yapabilirsek; siyasilerle bürokratların keyfi davranma lüksü kalmayacak, “ben yaptım oldum” gibi bir psikoloji çokta rahat edemeyecektir.
“Kentte yaşanan sorunların vebalının en büyük payı basın mensupları ve STK’larındır” değerlendirmesini saygıyla karşılıyorum.

SEÇİM HEYECANI
Türkiye hinterlandında başlayan seçim heyecanının izleri Van’da görülmeye başlandı. Bu heyecanın yaşandığı şirin ilçelerimizden birinin de Gevaş olduğunu görmekteyiz.

Yusuf İdiz’in “Gevaş Ak Parti İl Başkanı kim olsun?” paylaşımının heyecana neden olduğunu duydum. İl Başkanı kim olsun sorusu bu kadar heyecan yaratıyorsa, belediye başkanı kim olsun sorusunun yaratacağı heyecanı tahmin etmek çokta zor olmayacaktır.
Siyasi imkanlarla elde edilen avantaj ve güç, uhrevi-ahiret hayatını tarumar ediyorsa; siyasetle elde edilen güç-makam, cehenneme giden yolun taşlarının döşenmesinden başka bir işe yaramaz.

HAFTANIN YORUMU
Tüm ülkede olduğu gibi Van’da, siyasi sorumluluk verilecek kişide aranması gereken ilk kriter ‘erdem’ olmalıdır. İbn Haldun ve Koçibey’in tavsiyelerinde görüldüğü gibi “hak yiyen, adaletli davranmayan, iyilikten kaçınan, sözünde durmayanların, yani erdemsiz insanların yönettiği ülke yıkıma doğru giderken; erdemli insanın yönetimde olan ilçe, il ve ülke gülistana döner.
Çünkü erdem, kişiyi doğruluğa, adalete, hakkı korumaya, iyilik yapmaya, sözünde durmaya yönlendiren yüksek ahlaktır. Erdemli insanın olduğu yerde torpil olmaz, iltimas olmaz, riya ve kibir olmaz, enaniyet olmaz, zulüm olmaz, kimsenin hakkı yenmez.